yalan söylemek, uydurmak
Teni çok koyu renk olan kimse
Herhangi bir nesne ya da kişiye fazlaca ilgi gösteren, pek değer veren kişiler için, 'onun olsun, ne yapar;;:ı yapsın' anlamında söylenir
İlk çocuk
"Ağabeyciğim" anlamında kullanılan bir söz –
| İfade | Anlam | Etiketler |
|---|---|---|
oma | kalça kemiği | |
omca | Kalça kemiğinin bir bölümü | |
omurga | belkemiği | |
omurgalı | Dirayetli, ilkeli | |
omurgasız | Düşüncelerini çıkarları doğrultusunda değiştirebilen, ilkesiz | |
omuz atmak (veya vurmak) | sataşmak amacıyla bir kimsenin omzuna vurmak | |
omuz başı | yanı başı – | |
omuz omuza | Dayanışma içinde, birlikte – | |
omuz vermek | destek olmak – | |
omuz vurmak | Sataşmak | deyim |
omuzlamak | Alıp götürmek, sırtlayıp kaçırmak, aşırmak | fiil |
omuzluk | çiğindirik | |
on ikiler | XIX. yüzyıl sonlarıyla XX. yüzyıl başlarında İstanbul'da ünlenmiş on iki kabadayı | deyim |
on kuruş | Polis | deyim |
on para | Çok az (para) | |
on sekiz | Bir kızın, bir kadının hemen yakını, yanı başı | deyim |
on sekize girmek | Bir kadına, bir kıza çok yaklaşmak. Özellikle kamu taşıtlarında sarkıntılık edenler için kullanılır | deyim |
onarmak | İşlenen bir kusuru, yapılan bir yanlışlığı giderecek veya önleyecek davranışlarda bulunmak | |
ondan artan bana girsin | Birisinin yaşça küçük ya da deneyimsiz görünmekle birlikte, erkeklerle cinsel ilişkiye rahatça girdiğini ileri sürmek için kullanılır | deyim |
onluk | On üzerinden tam not alan | |
onun bunun çocuğu | Piç, babası belirsiz, çocuk anlamında kullanılır | deyim |
onunki | Üçüncü kişinin karısından veya kocasından söz ederken kullanılan söz | |
orain | Eroin | isim |
oralet | Ağız yoluyla sevişme, oral seks | isimticari marka |
organizatör | Muhabbet tellalı, pezevenk | isim |
ormana | Kaba saba hareketler yapan bir kimseye, dolaylı yoldan ("ayı" demek için) hakaret etmede kullanılır | deyim |
ormancı | Kaba, görgüsüz kimse | |
ormanlamak | Çalmak, aşırmak | fiil |
ormantik | Duygusal. Romantik | sıfat |
orospu | fahişe | |
orospu çocuğu | "Ahlâksız, dönek" anlamında kullanılan bir küfür sözü; orostopol | |
orospu dubarası | Aşağılık hile, alçakça dalavere | deyim |
orospu sülüğü | Pezevenk, bir fahişenin dost'u, belalı'sı olup onun sırtından geçinen erkek | deyim |
orospuluk | kalleşlik | |
orostopol | orospu çocuğu | |
orostopolluk | Kurnazca iş, dalavere, dolap – | isim |
orsa boca | Bata çıka, iyi kötü – | |
orta bacak | Erkeklik organı, penis | deyim |
orta direk | Toplumun memur, emekli, küçük esnaf, küçük çiftçi gibi dar ve sabit gelirli kişilerden oluşan kesimi | |
orta kat | Karın bölgesi | |
orta katı kiraya vermek | gebe kalmak | |
orta malı | Herkesin yararlandığı (nesne) | |
orta şekerli | Ne çok iyi ne de çok kötü, şöyle böyle (durum) | |
orta takım | Erkeklik organı ve erbezle-ri, penis ve testisler | deyim |
orta yol | Çözüme açık, herkes tarafından kabul edilebilir olan davranış ve tutum – | |
ortadan kaldırmak | öldürmek – | |
ortam | Bir kimsenin veya bir insan topluluğunun yaşayışını etkileyen ruhsal, toplumsal ve kültürel etkilerin bütünü; âlem | |
ortanın sağı | Şekerli kahve | deyim |
ortanın solu | Sade, ya da az şekerli kahve | deyim |
ortaya balgam atmak | bir iş kıvamındayken, biri herkesin zihnini bulandıracak bir söz söylemek – |