Ağır sonuçlar doğurabilecek durum veya sorun
Beddualarda cehennem anlamında kullanılan bir söz
Anüs, makat
(Birisinin) Cinsel duygularını uyandırmak, (birisini) cinsel bakımdan zevklendirmek
sövmeye, küfre girişmek; genellikle silsileden, sülaleden, ana-av-rattan başlamak biçiminde kullanılır
Garip, şaşırtıcı (şey ya da kimse) – Osman Cemal Kaygılı
İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
çalınmak | İnme inmek | |
çalışkan | Sık sık, sürekli cinsel ilişkiye giren (kimse) | sıfatisim |
çalışmak | (Nesneler için) İşe yaramak, işlevi olmak | fiil |
çalıştırmak | Yapmak, etmek, eylemek, hazırlamak | fiil |
çalmak | Zamanı boşa harcatmak, ziyan edilmesine yol açmak | |
çamur | Yemek, şölen | isim |
çamura yatmak | sözünü yerine getirmemek | |
çamurluk | Bacak; baldır | isim |
çan | (Kızda, kadında) Meme(ler) | isim |
çanak | anüs | isimçanak ağızlı |
çanak ağızlı | Sır saklamaz | |
çangal | Kadın, kız bacağı | isim |
çantacı | Eşkıya yardımcısı, şaki kalfası – | isim |
çantada keklik | Ele geçirilmesi, elde edilmesi kolay olan; torbada keklik – | |
çapa çupa | Yararsız, değersiz, işlevsiz | deyim |
çapanoğlu | Hileli, kuşkulu, karışık durum | |
çapariz | Engel, mani, ket | isim |
çaparize gelmek | Engelle karşılaşmak | deyim |
çapraz | Güç, karmaşık durum | isim |
çapraza gelmek | Güç, karmaşık bir durumla karşılaşmak | deyim |
çarık | Para cüzdanı – | isim |
çark | Sokak fahişesi için müşteri arayarak gezinme tur yapma | isim |
çark atma | Gezinme tur yapma | deyim |
çark etmek | savunduğu düşünceden vazgeçmek | |
çarkına etmek (veya okumak) | birine büyük kötülük yapmak veya işini bozarak zarar vermek | |
çarliston | Züppe snop | isim |
çarliston marka | Yeni icat, az bulunur, antika | |
çarliston marka kereste | Haddini bilmez, terbiyesiz – | |
çarpılmak | Bir şeye ederinden fazla para ödemek | fiil |
çarpışmak | Kumar oynamak | fiil |
çarpmak | Birisinin eşyasını çalmak dolandırarak elde etmek | fiil |
çarşaf | Sigara sarılan kâğıt; esrarlı sigara hazırlamaya yarayan, olağandan daha geniş sigara kâğıdı | |
çarşafa dolanmak | bir işin içinden çıkamamak, kötü ve başarısız duruma düşmek, zor durumda kalmak, çarşaflamak | |
çarşafa dolaşmak | Başaramamak üstesinden gelemeyip başarısızlığa uğramak siki çarşafa dolaşmak ve siki çarşafa dolaştırmak biçimlerinde de kullanılır | deyim |
çarşaflamak | Kötü ve başarısız duruma düşmek; çarşafa dolanmak | |
çarşamba karısı | Masallarda geçen, kılıksız, saçı başı karmakarışık kadın – Reşat Nuri Güntekin | |
çarşamba pazarı | Düzensiz, karmakarışık, dağınık yer | |
çaşıt | casus – Hüseyin Nihal Atsız | |
çat | İki yolun veya iki derenin birleştiği yer, kavşak | |
çat kapı | Beklenmedik bir zamanda kapıyı çalarak | |
çatal atmak | Bir işe karışmak burnunu sokmak | deyim |
çatal kazık | Sonuçta ne olacağı belirsiz, karışık, karanlık ve şüpheli durum | |
çatal yürek | çatal yürekli | |
çatal yürekli | Cesur, korkusuz; çatal yürek | |
çatallı | İki veya daha çok ihtimali olan | |
çatı | Barınılan, sığınılan yer | |
çatır çatır | Güçlük çekmeden – Aziz Nesin | |
çatırdamak | Çökmeye, yok olmaya yüz tutmak, tehlikeli duruma düşmek | |
çatıya çıkmak | Erkek için kadınla kızla cinsel ilişkide bulunmak | deyim |
çatladın mı? | aşırı sabırsızlık gösterenlere söylenen bir uyarma |