umutsuzluğun veya aşırı bir isteğin etkisi altında ne yaptığını bilmez duruma gelmek –
(Kadın için) Olağan cinsel ilişkinin yanı sıra anal ilişkiye de giren.
mastürbasyon yaparak ersuyunu akıtmak
Damardan uyuşturucu zerk etmeye yarayan araç, enjektör, şırınga.
hazır durumda beklemek – Nâzım Hikmet
Bir şeyin yüzünü alevden geçirmek, aleve tutmak
| İfade | Anlam | Etiketler | 
|---|---|---|
 üstüne oturmak  | hakkı yokken bir şeyi kendisine mal etmek –  | |
 üstüne üstlük  | Fazla olarak –  | |
 üstüne yatmak  | hakkı yokken bir şeyi kendine mal etmek, bir şeyi alıp vermemek –  | |
 üstüne yüklenmek  | ısrar etmek  | |
 üstünü çizmek  | kötü ve yararsız kabul etmek, gözden çıkarmak –  | |
 üşütmek  | Delirmek, aklını yitirmek –  | fiil  | 
 üşütük  | Aklını yitirmiş, delirmiş (kimse)  | sıfatisim  | 
 ütek  | korkak  | sıfat  | 
 ütü  | edilgin eşcinsel erkek  | isim  | 
 ütülemek  | toz esrarı jelatin ile nemli kâğıt arasında ütü yaparak plaka haline getirmek  | fiilkafa ütülemek   | 
 üvey  | Kendisine kötü davranılan  | |
 üvey anne  | Çocuğuna kötü davranan anne  | |
 üvey baba  | Çocuğuna kötü davranan baba  | |
 üvey evlat  | Kötü davranılan kimse  | |
 üveymek  | Güvercin, kumru vb. kuşlar, göğüslerinden ötmek  | |
 üzerinden geçmek  | düzmek  | deyim  | 
 üzerine bir bardak (soğuk) su içmek  | üstüne bir bardak su içmek  | |
 üzerine bir iki güneş doğmak  | üstüne bir iki güneş doğmak  | |
 üzmek  | birisine zarar vermek; tehdit yollu kullanılır  | fiil  | 
 üzülmek  | zarar görmek  | fiilüzmek   | 
 üzümlü kek  | Kolay aldatılabilen ve oyunlarda kolay yenilen kimse  | |
 vadesi gelmek (veya dolmak)  | ömrü sona ermek, eceli gelmek  | |
 vagoncu  | özellikle trenlerde faaliyet gösteren yankesici  | isim  | 
 vagonculuk  | vagon-cu'nun (bakınız) yaptığı iş; trenlerde yapılan yankesicilik  | isim  | 
 valde  | eski. hamam külhanı  | isim  | 
 valiçya  | çanta; bavul, valiz  | isim  | 
 vallah billah cebi  | kişinin görünen, göz önündeki cebi, parası  | deyim  | 
 vanilyalı  | iyi, hoş  | sıfat  | 
 vapur  | sarhoş, çok sarhoş kimse  | isim  | 
 varagele  | belirsizlik –  | |
 varakpare  | mektup  | |
 varda  | 'dikkat edin, savulun, çekilin' anlamında kullanılır  | ünlem  | 
 vardakosta  | İri yarı ve gösterişli (kadın) –  | sıfat  | 
 vardik  | don, külot  | isim  | 
 variyet  | zenginlik  | |
 varyemez  | cimri  | |
 vaşington  | (kadında, kızda) meme, göğüsler  | isim  | 
 vatan borcu  | askerlik –  | |
 vay anam! (veya anasını! veya canına!)  | "çok şaşılacak şey" anlamında kullanılan bir söz –  | |
 vay babacımcı, vay vaycı  | bakınız babacımcı  | deyimbabacımcı   | 
 vayb  | uyuşturucu maddenin kişide yarattığı esrime, duyarlık, titreme  | isim  | 
 vaybabamcı  | Kalabalıkta hızla çarptığı kişiye kazayla çarptığını söyleyip özür dilerken karşısındakinin cüzdanını çekip alan kimse  | |
 vaybabamcılık  | Vaybabamcının işi  | |
 vazo  | edilgin eşcinsel erkek  | isim  | 
 veledizina  | piç  | |
 ver etmek  | sürekli dövmek; sakınmadan, usanmadan dövmek  | deyim  | 
 verek  | edilgin eşcinsel (erkek)  | sıfatisim  | 
 verici  | edilgin eşcinsel (erkek)  | sıfatisim  | 
 vermek  | Cinsel yönden kendisini kullandırmak  | |
 vesikalı  | Genelevde çalışmak için elinde resmî izin kâğıdı bulunan (kadın) –  |