İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
vın | 'kaçma, hemen gitme, derhal ortadan kaybolma' anlamında söylenir | ünlem |
vınlamak | kaçmak, hızla savuşmak, hemen ortadan kaybolmak | fiil |
vırvır | fahişe, orospu | isim |
vız gelip tırıs gitmek | önemsememek, aldırış etmemek – | |
vız gelmek | pek önemsiz görünmek – | |
vızıldamak | Hafif sesle ve bezdirici biçimde yakınmak, sızlanmak – | |
vızıltı | Hafif sesle ve bezdirici biçimde yakınma, sızlanma – | isim |
vidaları gevşemek | kendini tutamayıp çok gülmek | |
vilispit | sarhoş, sarhoşlamaya başlamış (kimse) | sıfatisim |
viraj almak | yalan söylemek | deyim |
vites | erkeklik organı, penis | isim |
vites büyütmek | işleri hızlandırmak | |
vites değiştirmek | elini pantolon cebine sokarak penisin yerini değiştirmek; erkeklik organını sağdan sola, soldan sağa almak | deyim |
vites küçültmek | işleri yavaşlatmak | |
vitrin | (kadında, kızda) önden görünüm, özellikle memeler, göğüsler | isim |
vitrinci | Alışveriş yapmaksızın vitrinlere bakmayı seven kimse | |
vizita | fahişe ile müşterisi arasında, belirli bir bedelin karşılığı olan bir kerelik cinsel ilişki | isim |
vizita etmek | (müşteri) fahişe ile bir kere cinsel ilişkide bulunmak; fahişeyle yatmak | deyim |
voli | vurgun – | |
voli çevirmek | tuzağa düşürmek – | |
voli vurmak | vurgun vurmak | |
voliye yatmak | vurgun kollamak; büyük kazanç sağlayacak bir fırsat için hazır beklemek | deyim |
voliyi vurmak | vurgun yapmak, voli (bakınız) elde etmek | deyim |
volta | Sürekli aşağı yukarı gidip gelme, yürüme, dolaşma – | |
volta almak | bakınız voltasını almak | deyimvoltasını almak |
volta atmak | (özellikle dar bir mekânda, kısa bir mesafe üzerinde) bir aşağı bir yukarı yürümek | deyim |
volta volta | 'yallah, hemen gidiş, savuşma' anlamlarında söylenir | deyim |
volta vurmak | bir aşağı bir yukarı dolaşmak – | |
voltajı düşük | güçsüz | deyim |
voltalamak | bir aşağı bir yukarı yürümek, (bakınız volta atmak) | fiil |
voltalanmak | gitmek | fiil |
voltasını almak | kaçmak, savuşmak – | |
voltaya geçmek | volta atmaya başlamak – | |
voyvo | Alay ederek sataşmak için söylenen bir söz | ünlem |
vurdurmak | Cinsel ilişkide kendisini pasif olarak kullandırmak; kendisini düzdürmek; dibini dövdürmek | fiil |
vurmak | İçki içmek | |
vuruşmak | cinsel ilişkide bulunmak | fiil |
vuruşturmak | içki içmek | fiil |
yaf yaf etmek | bir konuda çok istekli olduğunu açıkça belli etmek | deyim |
yağ | Abartılı övgü | |
yağ basmak | çok yağlanmak, semirmek | |
yağ çekmek | dalkavukluk etmek. pohpohlamak. abartılmış biçimde övmek. yağlamak, yağ yakmak biçimlerinde de kullanılır | deyim |
yağ çekmek (veya yapmak) | gereksiz biçimde övmek, dalkavukluk etmek | |
yağ kokmak | (söz, davranış için) dalkavukluk olduğu anlaşılmak, dalkavukça bir hava taşımak | deyim |
yağ tulumu | şişman kimse, şişko | deyim |
yağ yakmak | dalkavukluk etmek | |
yağ yakmak, yağ yapmak | bk yağ çekmek | deyimyağ çekmek |
yağcı | dalkavuk – | |
yağcılık | dalkavukluk – | isim |
yağdanlık | dalkavuk | isimyağcı |