İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
ufaklık | bit | isim |
ufaktan ufaktan | ufaktan ufağa – | |
ufalamak | dövmek – Sevinç Çokum | fiil |
ufku dar | İleriyi göremeyen, bakış açısı geniş olmayan – | |
uğramak | Cin, peri çarpmak; çarpılmak – | |
uğraşmak | Savaşmak, mücadele etmek – Atatürk | |
uğurlamak | çalmak | fiil |
ukala dümbeleği | Aklı ermediği hâlde her konuda fikir yürüten, bilir bilmez her şeye karışan kimse – | |
ulancı | kulampara, oğlancı, aktif eşcinsel erkek | isim |
ulufe vermek (veya dağıtmak) | yerli yersiz bol keseden para harcamak | |
ulumak | konuşmak, yüksek sesle konuşmak | fiil |
urbasız | yoksul, apaçıkta kalmış kimse | isim |
urgan etmek | bir davranışı sürdürüp durmak; sözü uzatmak | deyim |
urpu turpu içinde | (esnaf argosunda) 'kâr etmek de var, zarar etmek de var; kâra da zarara da ortağız' anlamında söylenir | deyim |
uskumru | jigolo; hayatını birlikte olduğu kadının parasıyla sürdüren erkek | isim |
uskut | 'sus' anlamında kullanılır | isim |
uskutlamak | susmak | isim |
ustama danışayım | değerinden yüksek fiyat istenen mal karşısında, esnaf tarafından 'bunu şimdi alamam' anlamında kullanılır | deyim |
ustura | alkol derecesi yüksek içki, sert içki | isim |
ustura çalıştırmak | yalan söylemek | deyim |
usturacı | yalancı, uydurukçu | sıfatisim |
uvertür yapmak | bir şeye giriş niteliğinde söz söylemek veya davranışta bulunmak | |
uyanık | açıkgöz – | sıfat |
uyanmak | Cinsel yönden hazır duruma gelmek | fiilkuşu uyanmak |
uyarmak | Öğütle yola getirmeye çalışmak | |
uyduculuk | Ülkesinin bir başka ülkenin uydusu olmasını destekleme durumu – | |
uydurmak | Yolunu bulup elde etmek, sağlamak, bulmak, tedarik etmek | fiilayak uydurmak |
uydurmasyon | ► uydurma | |
uydurmasyoncu | ► uydurmacı | isimuydurmasyonculuk |
uydurmasyonculuk | ► uydurmacılık | |
uydurtmak | kendisini cinsel ilişkide kullandırmak, kendisini düzdürmek | fiil |
uyduruş | aldatma, kandırma; (birisini) aldatarak ikna etme, havaya sokma | isim |
uyduruşa gelmek | yalana kanmak, aldanmak; birisi tarafından kandırılıp havaya girmek | deyim |
uyduruşa getirmek | aldatmak, kandırmak; (birisini) aldatarak ikna etmek, havaya sokma | deyim |
uyku | Çevrede olup bitenin farkında olmama | |
uyku tulumu | Çok uyuyan kimse – | |
uykucu mahmut | Uykuyu çok seven, çok uyuyan kimseler için kullanılan bir söz | |
uykuluk | Kundaktaki çocukların avucunda biriken kir | |
uykuya varmak | sükûnet, sessizlik, hareketsizlik içine girmek – | |
uyruğuna girmek | bir kimsenin etkisi altında kalmak, ona bağlanmak – | |
uyumak | kanmak, aldanmak | fiil |
uyutmak | Birini aldatmak, kandırmak – | fiil |
uyuz | Düşük nitelikli, değersiz (mal) | |
uyuz etmek | sinirlendirmek – | |
uyuz olmak | birine, bir şeye sinirlenmek – | |
uyuz uyuz | uyuz olarak, uyuz biçimde (bakınız uyuz) | zarf |
uyuzlaşmak | Beğenilmeyen davranış ve tutumlar sergilemeye başlamak – | |
uyuzluk | parasızlık | |
uza! | "defol git, kaybol" anlamlarında kullanılan bir söz | |
uzak ara | Yarışta aradaki mesafeyi uzun tutarak |