| İfade | Anlam | Etiketler |
|---|---|---|
tava girmek | Eş anlamlı TAVA GELMEK | deyimtava gelmek |
tavan | Çatı kiremidi | |
tavan başına çökmek (veya yıkılmak) | beklenmeyen bir durum karşısında şaşırıp kalmak – | |
tavan yapmak | sinir, heyecan vb. en üst düzeye çıkmak | |
tavcı | Yurt dışından geldiğini söyleyerek üzerindeki değeri düşük altın veya mücevherleri çok değerli gösterip dolandırıcılık yapan kimse | isimtavcılık |
tavcılık | Tavcının işi | isimtavcı |
tavhane | Yoksul hastaların iyileştikten sonra nekahet dönemini geçirdikleri hayır kurumu | |
tavına getirmek | ||
tavla | eski. Aşevi, lokanta | isim |
tavlamak | Karşı cinsin gönlünü çelmek, kandırıp elde etmek – Orhan Kemal | |
tavlandırmak | Hayvanı semirtmek, şişmanlatmak | |
tavlanmak | TAVLAMAK işine konu olmak | |
tavşan | Edilgin eşcinsel erkek | sıfatisim |
tavşan boku gibi (ne kokar ne bulaşır) | ne yararı ne de zararı olan (kimse) | |
tavşan oğlanı | eski. Dansçı genç erkek, köçek | deyim |
tavşan yavrusu | "Olağandan büyük erkeklik organı" anlamında söylenir | deyimbebek ölüsü gibi |
tavşanlık | korkaklık | |
tavuğuna kışt demek | Birisinin işi ne karışmak | deyim |
tavuk | Kadın | isim |
tavuk eti | Tavuğun beyaz ve yumuşak eti gibi olan | |
tavuk kaza bakmış da kıçını yırtmış | "başkalarından geri kalmamak için gücünü aşan işlere girişenler büyük zararlara uğrarlar" anlamında kullanılan bir söz | |
tavukgötü | siğil | |
tavus | Kusmuk, gasiyan | isim |
tavus kuyruğu | Kusmuk; özellikle aşırı sarhoşluktan dolayı çıkarılmış kusmuk | deyim |
tavus kuyruğu çıkarmak | Kusmak | deyimtavus kuyruğu |
tavuskuyruğu | Sarhoş kusmuğu – | |
tay | Denk, eşit, eş olan | |
tay gelmek | denk, eşit olmak | |
tayfa | Bir adamın yanında bulunan yardakçılar; koşuntu | isim |
taygeldi | İkinci kez evlenen kadının beraberinde getirdiği çocuk veya çocuklar | |
tayıncı | Eşcinsel erkeklere aracılık eden erkek, eşcinsel pezevengi, puşt | sıfatisim |
tayıncılık | Eşcinsel erkeklere pezevenklik etme, puştluk | isim |
taylak | At veya deve yavrusu | |
tayyare | Çok sarhoş kimse | isim |
tayyare meydanı | Kel kafa, saçsız baş | deyim |
taze | Yeni, zamanı geçmemiş – Halikarnas Balıkçısı | |
taze ot görmüş eşek gibi sırıtmak | Olumlu bir durumdan ötürü bönce gülümsemek, aptalca keyiflenmek | deyim |
tazekan | Bir grubu, bir kuruluşu vb.ni canlandırabilecek yeni kişi veya kişiler | |
tazelemek | Unutulmuş bir duygu veya bir düşünceyi yeniden canlandırmak – | |
tazelik | Dinç, diri, canlı olma durumu – | |
tazı | eski. Hafiye | isim |
tebdil gezmek | değişik görüntüde olmak – | |
teberce | Dedikodu | isim |
teberce cerlemek | Dedikodu ederek söyleşmek | deyimcerlemek |
tebeşir | Kumarda Mano, oyunda dönen para üzerinde kumarhane sahibi ya da işleticisinin hakkı olarak ayrılan miktar | isimtabela |
tedavülden kalkmak | bir uygulama gelenek vb. için geçerliliğini yitirmek | |
teğet geçmek | bir konuya üstünkörü dokunmak – | |
tek | Hiç, hiçbir – | |
tek adam | Yönetimle ilgili bütün sorumluluklar ve yetkiler kendisinde toplanan kimse | |
tek atmak | İçki içmek; bir dublenin yarısı kadar içkiyi bir yudumda içmek |