| İfade | Anlam | Etiketler |
|---|---|---|
şakır şukur | Sürekli, devamlı, ara vermeden | deyim |
şakırdatmak | Çiş etmek, işemek | fiil |
şakullemek | yoklamak | |
şalgam | Dişilik organı, vagina, ferç | isim |
şalgam tarlası | Aptalın aptalı, pek bön, çok salak | deyim |
şamdan | eski. Arkadaş, ayakdaş, büzük-deş | isim |
şampanya | Kokain | isim |
şamşırmak | ||
şan vermek | Yüz vermek, değer vermek | deyim |
şantör | Şantaj yapan kimse, şantajcı | isim |
şanzıman | Kadında Göğüsler, memeler | isim |
şap kesilmek | çok şaşırmak, şaşırıp kalmak | |
şapçı | Oğlancı, kulampara | isim |
şapçılık | Oğlancılık, kulamparalık | isim |
şapırt | Bir şeye karşı büyük bir istek duyulduğunu, bu yüzden ağzın sulandığını belirtmek için kullanılır | ünlem |
şappadak | ansızın – Salâh Birsel | |
şapşati | Alık, bön kimse | sıfatisim |
şapşırmak | Şaşırmak, şaşmak. ŞAMŞIR-MAK da denir. | fiil |
şarj etmek | bir şeyi anlamaya, kavramaya başlamak | |
şarlamak | Birisini çok kızarak sertçe azarlamak, Bağırıp çağırmak | fiil |
şartellerini attırmak | Birisini kızdırmak, öfkelendirmek | deyim |
şaşal | Uyuşturucu içilebilecek nargile gibi kullanılan plastik su şişesi | |
şaşı | Şaşkın | sıfatisim |
şaşı olmak | Çok şaşırmak; beklenmedik bir durum karşısında pek şaşırmak | deyim |
şaşkaloz | şaşkın – | |
şaşkoloz | Şaşı | sıfat |
şaşo | Dişilik organı, vagina | isim |
şavalak | Aptal, salak, enayi. ŞABALAK diye de söylenir. | sıfat |
şavullamak | Dikkatle bakıp saptamak; gözüne kestirmek; dikkatle düşünüp amaçlamak. Ender olarak, ÇAVULLAMAK diye de kullanılır. | fiil |
şef | Bir tür uyuşturucu madde; LSD, lizerjik asit dietilamid | isim |
şeftali | Genç kızda, genç kadında Göğüs, meme | isim |
şeker | Bu madde katılarak yapılmış lokum, akide, çikolata vb. tatlı yiyeceklerin genel adı – Lâtife Tekin | |
şeker aktarması | İşaretlerle iletişim kurma, gizlice haberleşme – | |
şeker kız | Bir tür uyuşturucu ilaç, metadona | deyimşen kız |
şekerleme | Oturduğu yerde hafif ve kısa süreli uyuma; kedi uykusu | isim |
şekerleşmek | Bir kimse sevimli, hoşa gidecek bir duruma gelmek | |
şekerrenk | İki kişi arasında dostluk ilişkilerinin bozuk olması | |
şekibe | Dişilik organı, vagina, ferç | isim |
şekil yapmak | Gösteriş yapmak, kasıntı ve dikkat çekici bir tavır sergilemek | |
şelek | Sırtta taşınan yük | |
şellafe | Fahişe, orospu | isim |
şen | Eşcinsel, edilgin eşcinsel erkek | sıfat |
şen çocuk | Edilgin eşcinsel genç erkek | deyim |
şen kız | ||
şengül | Eşcinsel; edilgin eşcinsel özellikle erkekler için kullanılır | deyim |
şengül hamamı | Eşcinsel hamamı, erkek eşcinsellerin buluştuğu hamam | deyim |
şenlik | Izgara koç yumurtası | isim |
şenlikli | Hareketli (yer); şetaretli | |
şeriat | Kabadayılığın, gangsterliğin uyduğu kurallar bütünü; racon düzeni | isimracon |
şeriat evi | Dişilik organı, vagina, ferç | deyim |