Erkeklik organının sertleşmesine yol açan (kimse, olay, özellikle yiyecek)
Eş anlamlı açık kaldırım
Hanut karşılığında turistleri belirli dükkânlara götüren kimse
küfür, art arda sıralanan küfürler
(Bir şeye) Sahiplenmek, el koymak
Çevresindekilere kaba ve sert davranarak şaka yapma işi –
İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
gönlü dar | İçi sıkıntılı olan (kimse) | |
gönlü gani | Cömert ve gözü tok, gani gönüllü (kimse) | |
gönlü kara | Başkalarının kötülüğünü isteyen (kimse) | |
gönlü tok | Zorunlu ihtiyaçları karşılandığında bununla yetinen, fazla mal ve para istemeyen (kimse) | |
gönlü tokluk | Gönlü tok olma durumu | |
gönlü zengin | Para ve malını imkânları ölçüsünde esirgemeden veren (kimse) | |
gönlünün dümeni bozuk | isteklerinde, özellikle gönül işlerinde tutarlılık göstermeyen, sık sık istek değiştiren | |
gönül | istek | |
gönül borcu | Yapılan iyiliğe karşı kendini borçlu sayma; minnet, minnettarlık, şükran | |
gönül borçlusu | minnettar | |
gönül bulandırmak | kuşkulandırmak | |
gönül dilencisi | Sevdiğinden ayrılmamak için onun her davranışına katlanan kimse | |
gönül eri | Hoşgörüsü geniş, açık yürekli, güvenilir kimse; ehlidil | |
gönül gezdirmek | seçmek için aklından birçok şey geçirmek | |
göresimek | Göreceği gelmek, görmek isteği duymak, özlemek | |
görmek | Para vermek – | |
görmemişin oğlu olmuş (çekmiş, çükünü koparmış) | "görgüsüz kimse ummadığı bir şeyi elde ettiğinde ne yapacağını şaşırır" anlamında kullanılan bir söz | |
görünmek | azarlamak | |
göstermek | Sert bir biçimde karşılık vermek – | |
göstermelik | Gerekli olduğu için değil, iş olsun diye yapılan; dekoratif | |
göt | anüs | |
göt altı olmak | Göt altına gitmek | deyimgöt altına gitmek |
göt altına gitmek | Kendi kusuru yokken suçlanmak, suçlu durumuna düşmek | |
göt atmak | (Bir şeyi elde etmek için) Pek hevesli olmak. Elde ederse her türlü fedakârlıkta bulunacağını belli etmek | deyim |
göt elden gitmek | İlk kez anal ilişkiye alet olmak | deyim |
göt göbek | Şişman | deyim |
göt içi kadar | Küçük, çok küçük (özellikle mekân) | deyim |
göt ister | "yüreklilik, cesaret göstermek gerekir" anlamında kullanılan bir söz | |
göt kıvırmak | ||
göt lâlesi | Bir aşağılama ifadesi olarak kullanılır | |
göt oğlanı | Götlek | deyimgötlek |
göt olmak | Çok şaşırmak, afallamak | deyim |
göt tokuşturmak | (Birisiyle) Çok samimi olmak; çıkar gereği, sıkı fıkı yaşamak | deyim |
göt üstü oturmak | Başarı kazanamamak; beceremeyip gülünç duruma düşmek | deyim |
götçü | Aktif eşcinsel (erkek) | sıfatisim |
göte gelmek | Kötü bir duruma düşmek | |
göte küstü | Boyu kısa olan, kalçaları ödemeyen ceket | deyim |
götlek | Pasif eşcinsel (erkek) | sıfatisim |
götoş | Götlek | |
götsüz | Çok zayıf, çok sıska (kimse) | sıfatisim |
götten atmak | Yalan söylemek, kafadan uydurmak | deyim |
götten bacak | Kısa boylu ve şişman kimse | |
götten doğmak | Doğuştan şanssız olmak | deyimgötten fırlama |
götten fırlama | Her türlü kötülüğü yapabilecek kimse | deyim |
götten özürlü | Edilgin eşcinsel erkek | deyim |
götü açık | Serseri, yoksul; kılıksık | deyim |
götü boklu | Yeniyetme; toy, acemi | deyim |
götü görünmek | Gerçek niteliği (hataları, kusurları) ortaya çıkarmak | deyim |
götü kalkmak | Kendi yetenekleriyle üstesinden gelemeyeceği bir işi başarabilirim sanmak; kendisine birden güvenivermek | |
götü kırmızı | Maymun | deyim |