İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
emme basma | (Kadın, edilgin eşcinsel) Erkeklik organını hem ağızla uyarma, hem de cinsel birleşme | deyim |
emme gömme | Emme basma'nın bir başka söylenişi | |
emmek | Uzun süre yararlanmak | |
emretti patrik efendi | birinin yersiz bir buyruğuna karşı kullanılan bir söz | |
emzik | Nargilenin marpucu | isim |
emzirmek | (Erkek için) Erkeklik organını emdirmek; fellasyo yaptırmak | fiil |
enayi | Fazla bön, avanak, budala olan – | |
enayi boğmak | (Birisinin) Parasını hileyle almak | deyim |
enayi dümbeleği | Çok enayi – | |
enayi kamarası | eski. (İstanbul şehir hatları vapurlarında) Lüks mevki; asıl biletten sonra ikinci bir bilet daha alınan bölüm | deyim |
enayi kutusu | Televizyon alıcısı | deyim |
enayi pilakisi | eş anlamlı ENAYİ DÜMBELEĞİ | deyim |
enayi sikmek | Aptal ya da deneyimsiz, toy birisinden para sızdırmak | deyim |
enayi vergisi | Milli Piyango, Toto, Loto, Sayısal gibi şans oyunları | deyim |
enayileşmek | Enayi durumuna düşmek – | |
endaht | eski. içki içme; özellikle, bir tek içme; tek atma | isim |
endaze | ölçü – | |
engin | Değer ve fiyatı düşük olan | |
engin gönüllü | alçak gönüllü | |
enginar | Dişilik organı, vagina, ferç | isim |
enginari çalıştırmak | Düşünmek; kafayı çalıştırmak | deyim |
enişte | Polis, polis memuru | isim |
enjeksiyon natürel | Cinsel ilişki; cinsel ilişkide erkeğin duhul edip ersuyu-nun gelmesi | deyim |
ense | Kalçalar, kıç | isim |
ense kökünü görmek | ||
ense kulak yerinde olmak | iri yarı olmak | |
ense yapmak | hiçbir iş yapmadan yan gelip yatmak – | |
enselemek | Kaçan veya saklanan birini yakalamak – | fiil |
enselenmek | Yakalanmak, ele geçirilmek – | fiil |
enseletmek | Enseleme işini yaptırmak | |
enseleyebilmek | Enseleme ihtimali veya imkânı bulunmak | |
ensesi kalın | Güçlü, istediğini yapabilen, sözü geçer (kimse) | |
ensesini görmek | (Birisinin) Gittiğini, defolduğunu görmek | deyim |
enseye tokat göte parmak | "İki ya da daha fazla kişi arasındaki aşırı samimiyet" anlamında kullanılan bir söz – | |
enseye tokat kıça parmak | Enseye tokat göte parmak biçiminde de kullanılır | |
entel | Sahte aydın – | |
entel barı | Günün, haftanın belirli zamanlarında ENTEL'lerin yoğun olarak bulunduğu bar | deyim |
entel takılmak | bir süre entel gibi yaşamaya, onların yaptıklarını yapmaya çalışmak | |
entereso | Çıkar, menfaat | isim |
ere gitmek (veya varmak) | kadın veya kız evlenmek | |
ergan etmek | eski. Söylemek. Açıklamak. ifşa etmek | deyim |
erimek | Çok zayıflamak – Aka Gündüz | fiil |
erincek | Tembel, üşenen (kimse) | |
erişte | deniz yosunu | |
eritici | Morfin | isim |
eritmek | Harcayıp tüketmek | fiil |
erkeç | Aktif eşcinsel (erkek) | isim |
erkek | mert | |
erkek fatma | Erkek gibi davranışları olan kadın | |
erkekleşmek | Erkek gibi sert davranır duruma gelmek – |