İfade | Anlam | Etiketler |
---|---|---|
eli dar | Maddi olarak sıkıntıda olan (kimse) | |
eli geniş | Geçimi iyi olan (kimse) | |
eli hafif | Acıtmadan, tedirgin etmeden iş gören (cerrah, diş hekimi, berber vb.) | |
eli koynunda | Boş, işsiz olan (kimse) | |
eli mahkûm | mecbur | |
eli nimetli | Uğurlu, bereketli olan – | |
eli selek | Eli açık, cömert olan (kimse) | |
eli temizse bir de işetmek | (Birisinden) Yararlanmayı terbiyesizlik düzeyine vardırmak | deyim |
eli uz | Usta, belli bir işte becerikli, mahir olan (kimse) | |
eli uzun | Fırsat buldukça öteberi aşıran, hırsız olan (kimse) | |
eli yüzü düzgün | Yüzüne bakılır, güzel olan (kimse) – | |
eli zayıf | İmkânları az – Hakan Akın | |
elibelinde | Halı ve kilimlere yapılan, ellerini beline koymuş insan figürünü andıran bir motif türü; eliböğründe, koçboynuzu | |
eliböğründe | elibelinde | |
elifba | Bir şeyin başlangıcı, başı | |
elik | dağ keçisi – | |
elinde gezmek | (Erkek için) Cinsel do-yumsuzluk çekmek, abazan olmak | deyim |
elinde kalmak | (Erkek için) Cinsel bakımdan çok uyarıldığı halde, doyuma ulaşamamak; cinsel ilişkiye girememek ya da cinsel ilişkiyi istendiği gibi bitirememek | deyim |
elinden geçmek | (Erkek için) Birisiyle cinsel ilişkide bulunmuş, birisini düzmüş olmak | deyim |
eline çabuk | Çabuk iş gören (kimse) | |
eline vermek | (Erkek için) Birisine erkeklik organını okşatmak | |
elini sürmemek | hiç karışmamak, bir şey yapmamak – Muzaffer İzgü | |
elkızı | gelin | |
elle yazmak | Mastürbasyon yapmak, 31 çekmek | deyim |
elleme | Elle seçilmiş, iyi | |
ellerde gezmek | el üstünde tutulmak, saygı ve sevgi görmek | |
elleşmek | Birbirini elle uyararak sevişmek | fiil |
elli dirhem otuz | Esrik, sarhoş | deyim |
ellialtı | Tokat, şamar | isim |
ellialtıya kalkmak | es (Eşya) Çalınmak, (ev) soyulmak | deyim |
elliiki | Tam iskambil destesi | isim |
ellik | eldiven | |
ellisekiz | Edilgin eş cinsel erkek | sıfatisim |
ellisekiz top | Ünlenmiş, müptezel edilgin eşcinsel erkek | deyim |
elma | Kız göğsü, kız memesi | isim |
elma yanaklı | Sağlıklı olan | |
elmas | Bir tür uyuşturucu; metamfetamin | isim |
elmas tozu | eski. Köpek dışkısı | deyim |
eloğlu | damat | |
elöpen | kertenkele | |
emanet | Silah, tabanca, bıçak – Metin Kaçan | isimemanetçi |
emanetçi | Bir görevi geçici olarak üstlenen | |
emdirmek | (Birisi) Cinsel organının ağızla uyarılmasını sağlamak | fiil |
emekdar | ||
emeksiz | (Öğrenci için) Kopya | isim |
emektar | Erkeklik organı, penis | isim |
emici | Cinsel organı ağızla uyarmayı, emmeyi alışkanlık haline getirmiş (kimse, pasif) | sıfatisim |
emicilik | EMİCİ olma niteliği, durumu | isim |
eminoğlu | Paraca güçlü, kefili olan esnaf | deyim |
emişmek | Öpüşmek, birbirinin dudaklarını emmek | fiil |