yalan söylemek, uydurmak
Teni çok koyu renk olan kimse
Herhangi bir nesne ya da kişiye fazlaca ilgi gösteren, pek değer veren kişiler için, 'onun olsun, ne yapar;;:ı yapsın' anlamında söylenir
İlk çocuk
"Ağabeyciğim" anlamında kullanılan bir söz –
| İfade | Anlam | Etiketler |
|---|---|---|
pahal | Ters, aksi | |
paket | dolu | isimpaketlemek |
paket çekmek | (Kamu ulaşım aracı) Yola çıkarken tümüyle dolu olmak | deyim |
paket elden gitmek | (Erkek için) Eşcinsel ilişkide ilk kez kullanılmak, düzülmek | isim |
paketlemek | Birini baştan savmak; atlatmak | fiil |
paketlenme | Yakalanma, kıskıvrak yakalanma. -Yakalanıp bağlanma, kelepçelenme | isim |
pakize | Genç kız, genç kadın | isim |
pala | Bez parçalarından dokunan basit kilim – | |
palabıyık | Sakalsız, bıyıksız, tüysüz kimse | isim |
palamar vermek | Gelmek, yaklaşmak, yanaşmak | deyim |
palamarı çözmek | (Bir yerden) Uzaklaşmak, ayrılmak, kaçmak. (PALAMARI ALMAK, PALAMARI KOPARMAK, PALAMARLARI TOPLAMAK biçimlerinde de söylenir.) | deyim |
palamarı koparmak (veya çözmek) | kaçmak, sıvışmak – | |
palamut | Rulo biçiminde hazırlanmış kopya | isim |
palamut yapmak | Kâğıt oyununda, kumarda (hile ya da şansla) oyunu kazanacak kâğıtlar ilk elde gelmek | deyim |
palandöken | Taşlık yokuş | |
palanlamak | (Birisini) Tutup bağlamak. -Tutuklayıp hapse atmak | fiil |
palas | Kolay, rahat | sıfatisim |
palas geçmek | (Sınav) Kolay, zahmetsiz geçmek | deyim |
palavra | Herhangi bir konuda gerçeğe aykırı, uydurma söz veya haber; balon, mavra – Tarık Buğra | |
palavra atmak | Abartmak, yalan söylemek, uydurmak. PALAVRA SAVURMAK, PALAVRA SIKMAK, PALAVRA YUVARLAMAK biçimlerinde de kullanılır | deyim |
palavra atmak (veya savurmak veya sıkmak) | abartarak konuşmak, başarılardan abartarak söz etmek – | |
palavra sıkmak | ||
palavracı | Yalan söylemeyi, yalan uydurmayı, abartmayı âdet edinmiş (kimse) | sıfatisim |
palaz | (Kumarbaz için) Toy, akılsız oyuncu | isim |
palazlamak | Küçük çocuk gelişmek | |
palazlanmak | Varlığı artmak, zenginleşmek – | fiil |
pale | Çocuk(lar) | isim |
palet | Kıç | isim |
palikarya | Rum delikanlısı (küçümseme yollu, "ödlek, korkak Rum" anlamında kullanılır) | isim |
palyaçoluk | Tavır ve davranışta güldürücülük | |
pami | "Yürü gidelim, çabuk uzaklaşalım" anlamında kullanılır | emir kipi |
pamik | eski. Kaçma, sıvışma, uzaklaşma | isim |
pamuş | Dişilik organı, va-gina | isim |
panayır yeri | Çok kalabalık yer | |
panç | yumruk | |
pandela | Kalorifer | isim |
pandeli | eski. "Karagözcü argosunda bir çalgı aleti olan def için kullanılan bir kelime. " (Uğur Göktaş, Karagöz Terimleri Sözlüğü) | isim |
pandik | (Birisinin) Dişilik organına ya da anüsüne parmakla sarkıntılık etme, parmak atma, parmaklama – | isim |
pandik atmak | Birinin dişilik organını ya da makadını parmaklayarak sarkıntılık etmek. PANDİK ÇEKMEK, PANDİKLEMEK biçimlerinde de kullanılır | deyim |
pandikçi | PANDİK atmayı alışkanlık haline getirmiş, bu eylemden özel bir zevk alan kimse | isim |
pandispanya | Genç ve güzel kız ya da erkek, oğlan | isim |
pandispanya gazetesi | Uydurulmuş hikâyeler, yalanlar | deyim |
pandiz | Hapishane, tutukevi | isim |
pandiz etmek | Yakalamak | deyim |
pandufla | ||
panduflacı | ||
pangodoz | Hımbıl sünepe | sıfatisim |
panik kırmak | Kaçmak, savuşmak | deyim |
paniklemek | Korkmak, korkudan ne yapacağını bilememek | fiil |
pansuman | (Bir kadının, bir kızın) Cinsel organını elleme, okşama, elle uyarma | isim |