cinsel ilişkide pasif olan için erkeklik organının ucu girmek
Bir işin birlikte yapıldığı kimse; ortak. Sözcük, Alman argosunda da aynı anlamda kullanılır (Siegmund A. Wolf, Wörterbuch des Rotwvelschen)
kendini kaptırıp sürüklenmek –
Edilgin eş cinsel erkek
para –
Başkalarının sırtından geçinen (kimse)
| İfade | Anlam | Etiketler | 
|---|---|---|
 arşın  | Bacak  | isimeski  | 
 arşınlamak  | Amaçsız, geniş adımlarla dolaşmak –  | |
 arşınları açmak  | Daha büyük adımlarla yürümeye başlamak.  | deyimeski  | 
 arşiv  | Cinsel organlar; çamaşırın altında (içinde) bulunan cinsel organlar.  | isim  | 
 arşiv karıştırmak  | (Birisinin) Cinsel organlarını ellemek, okşamak.  | deyim  | 
 artallamak  | Düzenlemek.  | fiil  | 
 artema  | (Kökten dinciler arasında) Başkalarıyla birlikteyken tesettüre uyup örtünen, bu ortamın dışında ise özgürce giyinen kadın, kız  | isimticari m.  | 
 artist  | Olduğundan başka türlü görünen, yapmacık ve abartılı davranan kimse  | |
 artistlik  | Olduğundan başka türlü görünme, kendini başka türlü gösterme  | |
 artistlik etmek (veya yapmak)  | olduğundan başka türlü görünmek, kendini başka türlü göstermek  | |
 as büke  | Dikkat, dikkat et anlamında söylenir  | deyim  | 
 asabati bozulmak  | Sinirlenmek, sinirleri bozulmak  | deyim  | 
 asfalt  | Kolay (iş)  | sıfatisim  | 
 asfalt biti  | Küçük otomobil; klasik Volk-swagen; Citroen 'döşovo' vb  | deyim  | 
 asfalt etmek  | (Birisini) Çok dövmek; ayakta duramayacak kadar hırpalamak  | deyim  | 
 asfalya  | Sigara  | isim  | 
 asfalyaları attırmak  | öfkelendirmek  | |
 asgısar  | Anladın mı anlamında kullanılır  | deyim  | 
 asık suratlı  | Kızgınlığını, öfkesini ve hoşnutsuzluğunu yüzüne sert bir anlam vererek belirten, öfkeli görünüşlü yüzü olan; çatık yüzlü, çatık çehreli, çatık suratlı, eğri çehreli, eğri yüzlü – Ayla Kutlu  | |
 asılma depoya gider  | Yılışma, sırnaşma, boşuna üsteleme anlamlarında kullanılır  | deyim  | 
 asılmak  | Karşı cinsin ilgisini çekmek için rahatsız edici davranışlarda bulunmak; sulanmak – Metin Savaş  | fiilkasılmak   | 
 asıntı  | Sırnaşan, tebelleş olan kimse  | |
 asıntı olmak  | sırnaşmak, tebelleş olmak  | |
 asit  | Liserjik asit dietilamid (LSD) isimli uyuşturucu madde  | |
 asker  | Bir kabadayının buyruğundaki kişi  | isim  | 
 asker dergisi  | Erotik, açık saçık fotoğraflar içeren dergi  | deyim  | 
 asker etmek  | (Kabadayı dünyasında) Birisini bir işle görevlendirmek  | deyim  | 
 askı  | Borç, verecek  | isim  | 
 askı olmak  | Askıntı  | deyim  | 
 askıcı  | Borcunu ödememeyi huy edinmiş (kimse)  | sıfatisim  | 
 askıcılık  | Askıcı'nın edimi, eylemi  | isim  | 
 askılık  | Asılıp saklanacak sebze, meyve  | |
 askıntı  | Karşı cinsi rahatsız eden (kimse)  | |
 askıntı olmak  | başkalarının sırtından geçinmek – Orhan Kemal  | |
 aslan  | Gürbüz, cesur ve yiğit adam  | |
 aslan yatağı  | Tutukevi. Hapishane  | deyim  | 
 aslan yürekli  | Çok yiğit, hiçbir şeyden korkmayan –  | |
 aslansütü  | rakı  | |
 asmak  | Gitmek zorunda olunan bir yere özürsüz gitmemek – Nâzım Hikmet  | |
 asorcu  | Sarhoş; içkici, alkol tutkunu (kimse)  | sıfatisim  | 
 asorlu  | Sarhoş, esrik  | sıfat  | 
 aspirin  | Küçük otomobil  | isim  | 
 assolist  | Erkek pasif eşcinsel  | isim  | 
 asta diyavolo  | Hay şeytan! anlamında kullanılır  | deyim  | 
 astar etmek  | Hastar etmek  | deyim  | 
 astek  | Asteğmen; yedeksubay asteğmen  | isim  | 
 astik  | pezevenk  | |
 asvas  | Allah, tanrı  | isim  | 
 aşağı  | Eğimli bir yerin daha alçak olan yeri  | |
 aşağı (veya aşağısı) kurtarmaz  | "daha aşağı bir durumu kendine layık görmez" anlamında kullanılan bir söz  |