Çevrim İçi Türkçe Argo Sözlüğü
çivilemek
fiil
- Aynı noktaya sürekli olarak bakmak – Abbas Sayar
"Duvara sırtını verip çömeldi. Gözünü hamamcının geleceği yola çiviledi."
- Bir kişiyi öldürmek
- Olduğu yerde hareketsiz bırakmak – Attilâ İlhan
"Maçın sonuna kadar sanki koltuğuna çivilemişler, hiç kımıldamıyor."
- Sabitleştirmek, kesin olarak yerleştirmek
- Sivri bir araçla yaralamak şişlemek
- Erkek için cinsel ilişkide bulunmak düzmek
Ağızlarının tadını bildiklerinden lehimleri tutkal... Çivilemede perçin... Oğlan da sevsen karı da sevsen reayadan şaşma! (Kemal Tahir, Esir Şehrin Mahpusu)
- Gammazlamak ihbar etmek
Küçük Rıza deyyusu vaziyeti çakallayıp çivilediyse aynasızlar bizi nerede posta edebilirler en çok? Ya Üsküdar İskelesi'nde ya Kabataş'ta. (Attilâ İlhan, Kurtlar Sofrası)