Arapça haybet'ten Arapça (خيبة χayba(t)): düş kırıklığı, kaybediş, fiyasko
Haybe laf etme, dilini taşa sürtme
Haybe otu buldun mu hemen otlan
(Özellikle, hapiste geçen zamanı) Kolayca atlatmak, savuşturmak
Başkasına ait olan bir şeyi habersiz alma huyunda olan kimse
Tutukevi. Hapishane
(Birisini) Çok dövme, iyice dövme
Anüs, makat
Bozuk (para), küçük birimler halindeki (para)