Çevrim İçi Türkçe Argo Sözlüğü

takmak

  • Borç bırakmak – Peyami Safa
    "Bu eve asilzadelerin biri girip öteki giderdi. Giden kirayı takar, gelen ortalığı kasıp kavururdu."
  • Önemsemek, önem vermek; tınmak – Adalet Ağaoğlu
    "Dün koskoca bir mebus kızıyken, bir zamanların Şalvarlı Nuriyesi'ni takar mıyım?"
  • Sınavını başaramamak
    "Bütün derslerden takarak sınıfta kaldı."
  • Biriyle olumsuz olarak uğraşmak
    "Matematik öğretmeni ona taktığı için dersten kaldı."
  • Önem vermek, değer vermek, ilgi göstermek
    Dünyayı takmazdı, uçarının biriydi. Gün gelir kaybolurdu. (Tarık Dursun K., Hasangiller)
    ...ana mana baba maba takmiycam bugünden sonra biliyo musun... (Hulki Aktunç, Madi Hayat in the Dark)
  • Borç alıp ödememek
    Herif milyonla paps takıp pır!
  • Mahkeme Hüküm giydirmek; cezaya, mahkûmiyete karar vermek
    Eski sabıkalar da meydana çıkınca, bize sekiz sene dört ayı taktılar. (Kemal Tahir, Damağası)
    Gıyabında altı ay takmışlar... (Halit Çapın, Babası Fil Olan Fare...)
  • Bir üst bir astı, bir öğretmen bir öğrenciyi Mimlemek, onu özel bir ilgiyle izlemek, ona başkalarından (olumsuz anlamda) farklı davranmak
    Ramses'i kim ipler dedik, herif taktı, tarihten gümledik.
  • Öğrenci İkmale kalmak. Sınıfta kalmak
    Cebirci cebrey-leyip biz de kopişe yataraktan taktık.
  • Vurmak; bıçaklamak; bıçakla yaralamak
    -Gelmezseniz size bir iki tane takar. -Ne takar?-Vurur, yani bıçaklar... (Özcan Ercan, Bu Çocuklara Yazık)
  • Gol atmak
    dolum, geçen size beş tane takmadık mı?.. Alışamazsın tabi... (Haşan Kaçan, Eşşek Herif)

Günün Kelimeleri