Çevrim İçi Türkçe Argo Sözlüğü
sokmak
- Belli etmeden kötü bir malı vermek
"Satıcı, elmaların çürüklerini sokmuş."
- Konuşma sırasında bir sözü, soruyu veya düşünceyi söyleyivermek – Refik Halit Karay
"Asım fikrini birçok sözlerle sağlamlamaya uğraşırken araya, ‘Olmaz mı? Ne dersiniz?’ gibi sualler sokuyor, cevap istiyordu."
- Dokunaklı, kırıcı veya acı söz söylemek
- (Alışverişte) İyilerinin arasında kötü, çürük mal da vermek.
- Paraların arasında geçersiz, kırpık, eksik para da vermek.
- (Futbol, basketbol vb. oyunlarda) Gol atmak, sayı yapmak.
Bir kese hakem göz göre göre o penaltıyı vermedi. Verse garanti sokacaktık.
- (Cinsel ilişkide) Erkeklik organını yerleştirmek, duhul etmek.
Hacivat- Küreği denize daldır. Karagöz- Daldırdım, aşıladım, tutmadı. Hacivat- Sen küreği denize sok çıkar, sok çıkar. Karagöz- Belsoğukluğuna uğrarım sonra. Hacivat- Denize sokacaksın. (Karagöz, Kayık)
- (Bir şeyin) Önemsiz, değersiz olduğunu belirtmek için kullanılır.
-Amaaan Bekir usta sen de, uykum var. -Uykuna sokarım ha, dedi. Bekliyorum.