Çevrim İçi Türkçe Argo Sözlüğü
kudurmak
- Aşırı davranışlarda bulunmak, taşkınlık göstermek – Ömer Seyfettin
"Kudurmuş bir heyecanla döndü."
- Çok yaramazlaşmak, ele avuca sığmamak – Haldun Taner
"Dört tarafı haraca kesen bu kudurmuş oğlanı kodese attırana kadar el birliğiyle çalışacağımıza söz veriyor muyuz?"
- Gücünü artırmak, tehlikeli bir durum almak, tehlikeli bir duruma gelmek – Ömer Seyfettin
"Oraya üşüşen Avrupalılar, doymak bilmez kudurmuş bir açlıkla din kardeşlerimizin kanlarını emip dururlar."
- Çok kızmak, öfkelenmek – Enis Behiç Koryürek
"Kırlarda saatlerce böyle dolaştı, durdu / Söylendi, homurdandı. Düşündükçe kudurdu!"