Çevrim İçi Türkçe Argo Sözlüğü

kırmak

  • Kaçmak, uzaklaşmak
  • Dileğini kabul etmeyerek veya beklenmeyen bir davranış karşısında bırakarak gücendirmek; yaralamak – Mehmet Kaplan
    "Bazen bir kelimenin, bir ses tonunun sevdiğimiz bir insanı kırdığını görürüz."
  • Yok etmek – Enis Behiç Koryürek
    "Bir gündüz olsa belki bu derdi kıracağım / Yoksa bu sensizlikten artık çıldıracağım"
  • Gücünü, etkisini azaltmak – Burhan Felek
    "Birkaç gün evvel yağan yağmur sıcağı kırmamış."
  • Kaçmak, savuşup ortadan kaybolmak
    -Aha! Nereye kırıyorsun? Bir yere gidemezsin. Böyle mi pazarlık ettik? (Sait Faik, Medarı Maişet Motoru)
  • Gitmesi gereken bir yere, (işe, okula) Gitmemek
    Okulu kırdım abi. Sarayda muhallebi yedim. (Engin Ardıç, Doğru Söyleyeni Dokuz Köyden...)
  • Esrar ufalamak; esrarı küçük parçalara ayırmak
  • Uyuşturucu maddeyi bir başka uyuşturucu ile karıştırmak

Günün Kelimeleri