Çevrim İçi Türkçe Argo Sözlüğü
dayanmak
- Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar görmemek; gitmek
"Bu gemi fırtınaya iyi dayanır."
- Varmak, ulaşmak – Yusuf Ziya Ortaç
"Bu haber ortalığa yayılır yayılmaz banknotlarını kapan bankaya dayanıyor."
- Bütün gücünü kullanarak bir işi yapmak – Halikarnas Balıkçısı
"İki genç, kırarcasına küreklere dayandılar."
- Bir iş sonunda birinin veya bir şeyin üzerinde kalmak
"Bu proje sonunda bize dayanacak."
- Birinden, bir şeyden güç almak, güvenmek; istinat etmek – Falih Rıfkı Atay
"Laikliği korumak için kanun kuvvetine mi, eğitim ve telkin kuvvetine mi dayanmalıyız?"
- Uzun süre kullanılmaya uygun olmak
"Bu kumaş çok dayandı."
- Tutunmak, karşı durmak, karşı koymak; mukavemet etmek – Necati Cumalı
"Merkezde Akhisar'ın, Bergama'nın da henüz dayandığını öğrendiler."
- Güç bir duruma katlanmak; sabretmek, tahammül etmek – İhsan Oktay Anar
"Kazılmış mezarın önüne geldiklerinde daha fazla dayanamayıp oracığa çöktü."